Sayfalar

4 Ağustos 2010 Çarşamba

Yarım günde Selanik


Vizesiz Yunanistan cruise turumuzun (İzmir çıkışını) saymazsak ilk gününde Selanik'teyiz.

Selanik, Yunanistan'ın ikinci büyük şehri Thessaloniki'yi gemimizin adadan erken ayrılacagını bilmenin gazıyla yarım günde gezdik. Ziyaret edecekler için tavsiyem 1 günden fazla ayırmamaları, bu süre yeterli olacaktır.

Selanik limanda kordon boyundan yürüyerek Beyaz Kale'ye ulaşıyoruz, 15 dakikalık bir sabah yürüyüşü  iyi oldu.

Beyaz kale ve arkeoloji müzesi aldıgımız duyumlara göre Selanik'in en görülesi yerleriymiş.


Biz beyaz kale ziyaretini takiben üniversitenin yanından sola dönerek denizi arkamıza alıp elimizdeki krokilere göre Atatürk'ün doğduğu evin ve Türkiye konsolosluğunun olduğu bölgeye doğru harekete geçiyoruz.

Büyük bir üniversite kampüsünün yanından yürüyerek yolda Snopy hastanesinde durup hasta ziyareti yaptıktan sonra yola devam ediyoruz.

Yine çok yorucu olmayan ama bol bol su molası verdigimizden dolayı nispeten uzun bir yürüyüşü takiben Atatürk evine ulaşıyoruz.

Girişte kapıda çok beklediğimiz ve içeriye sesimizi duyuramadığımız için Konsolosluk görevlilerine ulaşabilmek için eldeki imkanlarla oluşturduğumuz vuvuzelaların sesinden faydalanıyoruz!


Atatürk evinden dönerken yolda Aya Sofya kilisesine girip biraz serinledikten sonra balık pazarına dogru yola çıkıyoruz.
Yolda Venizelos ile biraz takıştıktan ve bir frozen yoghurt sonra meşhur balık pazarına ulaşıyoruz...
Tabi ki Amerikalılara filan çok otantik gelen bu meshur balık pazarı bize pek yeni bir şey ve sürpriz sunmuyor. Belki Mısır çarşısının cok küçüğü diyebileceğimiz bir ortam var. Taze kesilmiş etler ve balıklar, sıcağın da etkisiyle pek hoş olmayan bir koku yayarlarken pazarı hızlıca geçip kokuya rağmen  kapanmayan iştahımız sebebiyle yemek yiyecek bir yer bakıştırıyoruz. Pazardan çıkmadan yarım kilo da İstanbul'da bulunmayan en büyüğünden az tuzlu kalamata zeytini önünde alıp almam konusunda 5 dakika düşündükten sonra almaya karar verip yola devam ediyoruz. Tatil öncesi Selanik'te yemek yenecek yer arastırmadıgımız icin gözümüze bir yer kestirip oturuyoruz.


Tatilimizin bu ilk gününde  tahmin etmek zor olsa da, ilk gün yedigimiz bu yemek belki de bu tur boyunca dışarıda yediğimiz yemekler arasında en lezizi oldu. Balık pazarının yakınlarında  olan "Frutti di Mare" http://www.fruttidimare.gr restoranından memnun kaldık tavsiye ederim, adresi Komninon 20. Biz ogle yemegi icin bir seyler atistirdik ama gerek servis kalitesi, gerek sunum ve yemek lezzeti olarak rahatlıkla akşam da tercih edilebilir. Fiyatlar da makul. Soğan ve baharatlarla soslanmış fener  balığı yedik menudeki pahalı yiyeceklerden olmasına karsın 9€ civarıydı.

İzmirli arkadaşların da onaylarıyla Selanik'in İzmir'e benzedigine ve sahil şeridinin İzmir Kordon'a benzediğine emin olduktan sonra gemimize dönüp diğer limana (Pire) doğru yola koyulmayı bekliyoruz.

1 Ağustos 2010 Pazar

Egg & Burger

Bir çok websitesinde görüp genelde olumlu yorumlar okudugum Teşvikiye Cami'nin arka sokağındaki burgerci Egg & Burger'e dün akşamüstü gitme fırsatı bulduk. Küçük, kompakt bir mekan, american ikonları ile kırmızı beyaz renklerde "Diner" konseptiyle dekore edilmiş. Tahminimden fazla çeşit olan menüden Cheeseburger ısmarladık ve oldukça aç oldugumuz için sabırsızlanarak beklemeye başladık. Burgerlere ek olarak mozerella stick, onion rings gibi kızarmış atıştırmalıklar, frankfurter gibi lezzetler de denenebilir. Yumurtalı ürünlerini ise bir daha ki ziyaretimize bıraktık. Menüde bizi en çok şaşırtan şey ise makarnalardı, american burger joint / diner ve italyan makarnaları! Hepsini deneme fırsatı olmadı tabi ama belki daha kısıtlı bir menuye konsantre olunabilir, bu kadar ufak bir mekanda hepsine özen gösterilebilmesi, iyi bir lezzet yakalanması zor diye dusunuyorum.

Gelelim burgerlere... Garsonun iki cheeseburger mi bir tane mi sorusundan da şüphelendiğimiz üzere burgerlerin boyutları oldukça büyük ve doyurucu. Fakat cheeseburgeri  begendigimi soyleyemeyecegim. cok kalın olmamakla birlikte yoğun hamurlu bir hamburger ekmeği arasında ince kesilmiş kızartılmış patatesler (curly cips de denebilir) yığını ile nişasta dışında bir lezzet yakalamam pek mumkun olmadı. Burgerle ilgili artı ve eksilere gelince...
+ Köftenin nasıl pişmesi istendiği soruldu, et kurutulmadan geldi, et konusunda başarılılar
+ Porsiyon kesinlikle doyurucu ve tatminkar
- Burger icinde soğan ve turşu yok? ilginc, çok önemli olmasa da bence bir eksiklik
- Burger icinde patates cipsi diyebilecegim kalınlıkta oldukça ciddi miktarda fries var?? bu daha da ilginc ve ne yazık ki burgerin tadından çalıyor, ekmek arası patetes yiyor gibi hissediyorsunuz kendinizi, her yer nişasta! Burgerin yanında gelen patetesler daha lezzetli ve yeterli bence.
- Cheeseburgerin peyniri ne yazık ki bu büyük burgerin icinde kaybolmuş gitmiş, herhangi bir peynir tadı yakalamak oldukça zor, kesinlikle bir dilim daha peynir koymaları lazım.
- Burgerin icindeki yesillikler pek canlı degildi.

Fiyatlar bir öğle yemegi için pahalı (ör. cheeseburger 19 TL), ortam olarak da bir akşam yemeği için bence pek uygun degil.

Belki de ben yuksek beklentilerle gittigim icin burgerden pek memnun kalmadım, istanbulun en iyi hamburgeri diyenler vardı, siz de deneyin yorumlarınızı yazın. Denemek isteyenler Teşvikiye caddesindeki Teşvikiye caminin alt köşesinden sağa aşağıya dönüp bir sokak ileride solda köşede bulabilirler mekanı, kontakt bilgileri:
Ahmet Fetgari Sk38/A Teşvikiye ; Tel: 296 96 33


Bir daha gidersem menuden diger lezzetleri deneyecegim burger yersem de icindeki patatesleri kesinlikle çıkarttıracagım, ete yazık olmuş, galiba sote soganli bir burgerleri vardı, onu patatessiz ve ekstra peynirle denemek iyi olabilir.

Bir süre daha evde burger yapmaya devam etmek lazım galiba...


GA

Hoşgeldiniz

Sayfama hoşgeldiniz, isimden de anlaşılabilecegi gibi temel olarak gezi, restoranlar, kafeler, yemekler üzerine bir blog, fırsat buldukça yeni / eski tecrübelerimden paylaşacagım..
GA