
Vizesiz Yunanistan cruise turumuzun (İzmir çıkışını) saymazsak ilk gününde Selanik'teyiz.
Selanik, Yunanistan'ın ikinci büyük şehri Thessaloniki'yi gemimizin adadan erken ayrılacagını bilmenin gazıyla yarım günde gezdik. Ziyaret edecekler için tavsiyem 1 günden fazla ayırmamaları, bu süre yeterli olacaktır.
Selanik limanda kordon boyundan yürüyerek Beyaz Kale'ye ulaşıyoruz, 15 dakikalık bir sabah yürüyüşü iyi oldu.
Beyaz kale ve arkeoloji müzesi aldıgımız duyumlara göre Selanik'in en görülesi yerleriymiş.
Biz beyaz kale ziyaretini takiben üniversitenin yanından sola dönerek denizi arkamıza alıp elimizdeki krokilere göre Atatürk'ün doğduğu evin ve Türkiye konsolosluğunun olduğu bölgeye doğru harekete geçiyoruz.
Büyük bir üniversite kampüsünün yanından yürüyerek yolda Snopy hastanesinde durup hasta ziyareti yaptıktan sonra yola devam ediyoruz.Yine çok yorucu olmayan ama bol bol su molası verdigimizden dolayı nispeten uzun bir yürüyüşü takiben Atatürk evine ulaşıyoruz.

Girişte kapıda çok beklediğimiz ve içeriye sesimizi duyuramadığımız için Konsolosluk görevlilerine ulaşabilmek için eldeki imkanlarla oluşturduğumuz vuvuzelaların sesinden faydalanıyoruz!Atatürk evinden dönerken yolda Aya Sofya kilisesine girip biraz serinledikten sonra balık pazarına dogru yola çıkıyoruz.
Yolda Venizelos ile biraz takıştıktan ve bir frozen yoghurt sonra meşhur balık pazarına ulaşıyoruz...
Tabi ki Amerikalılara filan çok otantik gelen bu meshur balık pazarı bize pek yeni bir şey ve sürpriz sunmuyor. Belki Mısır çarşısının cok küçüğü diyebileceğimiz bir ortam var. Taze kesilmiş etler ve balıklar, sıcağın da etkisiyle pek hoş olmayan bir koku yayarlarken pazarı hızlıca geçip kokuya rağmen kapanmayan iştahımız sebebiyle yemek yiyecek bir yer bakıştırıyoruz. Pazardan çıkmadan yarım kilo da İstanbul'da bulunmayan en büyüğünden az tuzlu kalamata zeytini önünde alıp almam konusunda 5 dakika düşündükten sonra almaya karar verip yola devam ediyoruz. Tatil öncesi Selanik'te yemek yenecek yer arastırmadıgımız icin gözümüze bir yer kestirip oturuyoruz.
Tatilimizin bu ilk gününde tahmin etmek zor olsa da, ilk gün yedigimiz bu yemek belki de bu tur boyunca dışarıda yediğimiz yemekler arasında en lezizi oldu. Balık pazarının yakınlarında olan "Frutti di Mare" http://www.fruttidimare.gr restoranından memnun kaldık tavsiye ederim, adresi Komninon 20. Biz ogle yemegi icin bir seyler atistirdik ama gerek servis kalitesi, gerek sunum ve yemek lezzeti olarak rahatlıkla akşam da tercih edilebilir. Fiyatlar da makul. Soğan ve baharatlarla soslanmış fener balığı yedik menudeki pahalı yiyeceklerden olmasına karsın 9€ civarıydı.İzmirli arkadaşların da onaylarıyla Selanik'in İzmir'e benzedigine ve sahil şeridinin İzmir Kordon'a benzediğine emin olduktan sonra gemimize dönüp diğer limana (Pire) doğru yola koyulmayı bekliyoruz.
